12.12.2011

Şiirlerde Ses Ahengi Araçlarının İrdelenmesi

seçilen tema ve şiir kurgusu çok iyi olabilir bir şiirde.. bütünlük, duygu aktarımı başarılı olabilir. ancak ses ahengi konusu ise biraz karışıksa, o zaman başka. şiiri bu defa detaylı incelemek gerek:

normal olarak şiirin akışına ses ahengi vermesi beklenen uyaklar ve bunların tümünün de dizelerin sonuna yerleştirilmişliği, bazan sert sessizlerin veya geleneksel kullanımının dışına çıkılarak yürütülen deyimlerle kırılıyor.

bu açıdan, uyakların tümünün sonda yer almaması, serbest şiir biçemine ödün verildiği anlamına gelmez.
şiirin serbestisi, onun ölçüsüz olacağına ilişkindir. sadece ses ahengine kitlenmiş şiirin, 50-100 yılda bir kere çıkabileceğine olan inanç; bu tür kurguların, ancak büyük buluşların yapılmasına koşut seyrekliklerde olduğunun gözlenmesinden kaynaklanır.

bazı hecelerin gereksiz yinelenmesi, özellikle tamlama ekinin yanısıra iyelik ekinin de gelmesini şartlayan kurgularda tenini; akıcılıkta zorlama veriyor.

örneğin, '... ben'ini' sözcüğünü; '..gül ben'i', '..o ben'i' vs. gibi tek (tamlama) ekle vermek daha akıcı olabilir. böylece öbeğin diğer dizelerindeki uyak sözcüğünün uyumlu hece sayısına da eşitlenmiş olurdu.

bir yandan da, tam bir cümlenin devrik olarak kullanılmaması da, bu kez uyaklama yerine yüklemlerle şiirin kotarıldığı inancına dayalı dizelerin üretilmesidir. oysa devriklik; şiirin akıcılığına büyük katkılarda bulunan bir gizli uyak biçemidir.

örneğin; 'kuşağında pek uslu durur camgöbeği' dizesini; devrik olarak yazmasak;
'camgöbeği, kuşağında pek uslu durur'. buradan gözüktüğü üzere; birdenbire şiirsellik yitip gitti.

nice ahenkli şiirler dileği ile.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder