12.12.2011

SANATSAL PAYLAŞIMDA DOSTLUK ÇEMBERİ

Sanat ile dostluk, birbirine bu kadar bağdaşık birşey midir, yoksa işletilirken, biri diğeriyle çelişir mi? Her ne kadar sert gözükse de, bir sanat tembeli öfkelenecek olsa da, sanat sayfalarını işgâl ettirmenin yanlış olduğunu söylemeli onlara, duyarlı dostların dilleri.

Bazen, paylaşım yapan dostlarımız, yapaylıkları yakaladığında; pasif/politik kopya yaklaşımını uygun bir teknik olarak seçerler ve onların kendi düzeylerine yakışan karşılıkla, onları ödüllendirirler. Kişinin kendiliğinden uyanmasını, yorumlarının kalitesini yükseltmesini bekleyen bir yaklaşımdır bu. Ne yazık ki; pasif / politik çabalar çoğu kez etkin olamıyor; yüzyüze olunduğu, dostun güceneceği gibi gerekçelerle, işin doğrusunu yüzüne karşı ifade edemiyoruz genelde..

Oysa aslında, kırıcı olan zaten, bize gelen kopya / klişe yorumdur; dost, dostluğunu zaten kırmıştır; sıfıra indirmiştir; yani bir sonraki yorumunu engellememek için, yine aynı klişeyi bana yapması için, yapay dostu davet etmiş oluyoruz; onu bir yorum kirliliğine zorlamaktan daha gereksiz ne vardır ki?

Sadece kendini düşünen, aslında izledikleri bu yol ile kendilerini düşünemeyen paylaşımcı kitlesi; sanatın evrilip devleştiği ortamın demagojik bileşenleri olmaktan öteye gidemeyeceklerdir. Gerçekten de, herhangi bir sayfada yanlışlıkla bir not kâğıdı unutsalar; hemen şiir zannnedilip yoruma geçiliyor - şiir miymiş, şair miymiş; bakılmaksızın hiç!

Vefâ; kişiyi kendimize yoruma zorlamak için etkin bir gereçtir; ancak bunun ayrıntısında saklı olansa, yorumun 'dostça' yapılmasını sağlamak, sanata vesile olmaktır; yapay bir yorumu, 'dost'a uygun görmemektir.

Sanat, topluma yönelik yapılır; arkadaşlık ise ikili ilişkiler, birbirimize dayanak olmak için zor durumlarda. Yani iki çemberin sıklet merkezi farklı, döngü kümeleri kesişimi sıfırdır. Gerçekte, birini yaparken, diğerini korumak; yahut diğerini işletirken, birinden olmak mümkün olamaz. Oysa yanlış işletildiğinde, iki kümenin kesişimi her biridir; biri diğerinin içine geçmiştir; ayrılamazdır. Sanat yaparken kim bilir kaç arkadaştan olmanız, işten bile değildir. En kötüsü de, arkadaşınızı kollarken, sanatın gözünü çıkarmanızdır.

Yani sanatsal paylaşım ortamlarında dostluk, birbirimizin "sanat düzeyini geliştiren dostluklar"la sınırlı kalmak zorundadır; nasıl ki; bir psikiyatris, hastasının kendisine aşık oluşuna inanmıyorsa, sanatçı sanatını engelleyen her türlü birlikteliği reddetmelidir; aksi halde, hep olageldiği üzere; sanatı değil, kişiyi / paylaşım dostunu kutlamaktan öteye geçemez edebiyat çabalarımız.

Paylaşımın düzeyi konusunda kaygılı dostlarımızla birlikte, sanatın kalitesinin korunması için herkesin, sanata ağırlık veren ortak bilinçte olmaları; kişisel dostluklarını da site içindeki özel ‘chat' ortamlarında veya site dışında, "dost paylaşım partalı" sayfalarına kaydırmaları arzu edilir.

Dostların gücenmeyeceğini, gocunmayacağını, kırılmayacağını düşünsek, daha kim bilir, neler neler yazılırdı sanat paylaşanlar hakkında, ‘sanatçı'lar hakkında.. Ancak birazını politik sözlerle ifade edebiliyoruz; ama aslında bize kırılmamaları için değil; bir sonraki yazma heveslerinin kırılmaması içindir bu. Çünkü yapay dostluk çemberi ile oluşturulan bu küme; bir kelebek kanadıyla yıkılacaksa, gerçekte sanatsal birliktelik sağlanmış olabilir mi?

Yapay dostların okuduğu ama anlamadığı; sayfanın okunmadan tıklandığı mekanik / sayısal değerler; duygu ve düşüncelerimizin paylaşıldığına, bizleri iknâ edemez artık! Yani onların yorum düzeyini bile eleştiren yanıtları sergilemeli, dostluğa yakışanı isteyebilmeliyiz. Vefâ /kişisel bağlılık/ için uğradığımızda, şiiri okumuş isek şiirle ilgili algılamalarımızı, okumamış isek veya onun düzeyinde bir tepki belirlemiş isek de, sadece tepki sözlerini, hattâ 'nasılsın, ne zamandır nerelerdesin?', dahası 'son şiirime değinmemişsin, yoksa beğenmedin mi? öyleyse neresi, neden?' gibi ahret sorularının da zamanıdır.

Artık sanat için davranma zamanı gelmedi mi? yapay dostların okuduğu ama anlamadığı; sayfanın okunmadan tıklandığı mekanik / sayısal değerler; duygu ve düşüncelerimizin paylaşıldığına, bizleri nasıl iknâ edecektir? yani onların yorum düzeyini bile eleştiren yanıtları sergilemeli, dostluğa yakışanı isteyebilmeliyiz diyorum efendim.

Ben mi; aynı çözümleri uygulama çabasındayım elbette; paylaşımın sanata yönlendirildiği, paylaşımcıların duyarlı olduğuna inandığım bir kitlede. diğerlerinde ise, gerek politik ve gerekse yansız devam uğraşısındayım; yönlendirici olduklarımda ise yorum karşılıklılığı değil, doğrudan uyarma çabasıyla.. Ancak kişisel bir çabanın tümevarması, genellenmesi olası değildir; artı eksisi ile benden daha iyilerinin objektifinin işletilmesi de zorunludur.

Artık sanat için davranma zamanı geldi, dostlar! Sanat için doğru ortamları bulmanın da yeri ve zamanıdır! Tartışılması gerekeni bulup çıkarmanın da zamanıdır! Arkadaşlıkları, sanat çemberinin dışında tutarak, sürdürebilmenin ortamları birbirinden koparılarak, tümüyle ayrılmalıdır!

düşünenleri, katkı verenleri kutluyorum, selamla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder